Tanısal yöntemlerdeki gelişmeler, beslenme alışkanlıkları ve daha sedanter yaşam nedeniyle, son yıllarda üriner sistem taş hastalığında dramatik bir artış olmuştur. İlk taş gelişim yaşı da gittikçe düşmektedir. Ülkemiz pediatrik taş hastalığının endemik görüldüğü coğrafyadadır. Üriner sistem taş hastalığı insidansı 14 yaş altı çocuklarda %17’dir. Tüm taş hastalarının %2-2,5’ini çocuklar oluşturur. Ortalama 1000-7600’da 1 görülür.
İçindekiler
- Çocuklarda Üriner Sistem Taşları
- Çocuklarda Üriner Sistem Taşları Tanısı
- Çocuklarda Mesane Taşları Tedavisi
- Endoskopik Mesane Taşı Girişimlerinin Komplikasyonları
- Üretra Taşları
- Renal Taşlar Ve Tedavisi
- a. ESWL (Taşın Şok Dalgalarıyla Kırılması)
- b. Endoskopik Litotripsi
- c. Perkütan Nefrolitotomi (PNL)
- d. Laparaskopik Taş Tedavisi
- e. Açık Cerrahi
Çocuklarda Üriner Sistem Taşları
Erişkinlerde erkeklerde taş hastalığı daha sık iken, çocuklarda her cinsiyette sıklık eşittir. Çocuk taşları genelde üst üriner sistem yerleşimli iken mesane taşları gelişmemiş ülkelerde halen sıklıkla görülen önemli bir problemdir. Üriner sistem taşlarının yüksek tekrar etme potansiyelinden ötürü özellikle çocuk taş hastalığında altta yatan metabolik bozukluklar araştırılmalıdır. Pediatrik taş hastalığı erişkin taş hastalığından ortaya çıkış şekli ve tedavi yaklaşımları ile farklılık gösterir.
Şikayetler
- Kıvrandırıcı (kolik) karın ağrısı
- Bulantı, kusma
- Kanlı işeme (hematüri)
- Ağrılı işeme (dizüri)
- İdrar yolu enfeksiyonu
Çocuklarda Üriner Sistem Taşları Tanısı
Direk üriner sistem grafisi: Tanıda ve özellikle takipte radyoopak taşlar için etkilidir.
Ultrasonografi: En pratik ve sık kullanılan görüntüleme yöntemidir.
Helikal bilgisayarlı tomografi: taşları göstermedeki sensitivitesi %94-100’dür. Günümüzde modern yüksek hızlı bilgisayarlı tomografileri ile sedasyon ihtiyacı neredeyse yoktur.
İVP: Üriner sistem anatomisini iyi gösterse de kontrast kullanımı nedeni ile günümüzde eskisi kadar sık kullanılmamaktadır.
MR: Taşı göstermek amaçlı kullanımı yoktur.
Amaç; tanının konulmasıdır. Bilgisayarlı tomografi ve IVP karşılaştırıldığında, maliyet açısından fark yoktur, ancak radyasyon farkı kabul edilebilir. Radyasyon maruziyeti tomografide daha fazladır.
Mesane taşları çocuk üriner sistem taşları arasında sadece 5%’lik bir bölümü oluştursa da düşük sosyoekonomik düzeyin görüldüğü alanlarda önemli bir ürolojik problem olmaya devam etmektedir. Mesane taşları erişkinlerde genelde mesane çıkışında tıkanıklık, enfeksiyon, mesane içi yabancı cisimler gibi sebeplere sekonder gelişir. Çocuklarda ise diyet, işeme disfonksiyonu, doğumsal anomaliler ve vezikoüreteral reflü gibi faktörler ön plana çıkmaktadır.
Çocuklarda Mesane Taşları Tedavisi
Gelişmekte olan ülkelerde, açık cerrahi taş boyutu 4 cm’den büyük olan çocuk olgularda halen önemli bir seçenektir. ESWL (taşın kırılması), etkisi son derece düşüktür ve sonuçlar yüz güldürücü değildir (tek seans sonrası <%50). Diğer tedavi seçenekleri ise transüretral sistolitotripsi, holmiyum laser, pnömotik litotriptör, ultrasonik litotriptör kullanılabilir. Perkütan sistolitotomi, laparoskopik trokar, ya da amplatz dilatator kullanılabilir.
Endoskopik Mesane Taşı Girişimlerinin Komplikasyonları
Üretral yaralanmaya bağlı üretra darlığı, mesane boynu yaralanması, paralitik ileus, abdominal distasiyon, ateş, idrar kaçağı.
İlk “üreteroskopi” 1929’da kullanılmış olmasına rağmen ilk endoskopik üreter taş tedavisi 1988’de rapor edilmiştir. Teknolojinin gelişmesi, cerrahi aletlerin küçülmesi ile günümüzde pediatrik üreter taşlarının tedavisinde ilk seçenek haline gelmiştir. Pediatrik üreter taşları tedavisinde günümüzde holmiyum lazer kullanımı daha küçük üreteroskop kullanımına olanak sağlamış ve taş tedavisinde üreteroskop seçimi dünya genelinde yaygınlaşmıştır. Tek girişim sonrası taşın tamamen ortadan kaldırılması olasılığı oranı % 84–100 arasında değişmektedir ve ESWL’ye (taşın kırılmasına) üstün olduğu gösterilmiştir. Taşın büyüklüğü 4 mm’den küçükse takip edilebilir ancak 5 mm’den büyükse cerrahi tedavi gerekebilir.
Üretra Taşları
Uç kısma yakınsa (eksternal üretral meatusa) bir klemp ile çıkartılabilir. Mesane boynuna oturmuşsa ve yerinden oynatılamıyorsa, üretral bujilerle içine itilerek mesane taşı haline getirilirler ve öyle tedavi edilirler. Eğer taş üretra ortasındaysa önce mesane içine itilmeye çalışılır, olmazsa üretra kesilir taş çıkartılır ve üretra tekrar dikilir (üretratomi).
Renal Taşlar Ve Tedavisi
- İV+Oral bol sıvı
- Antibiyotik ile koruma
- Analjezik tedavisi
- Cerrahi tedavi
- Taş semptom veriyorsa
- Tıkanıklık veya enfeksiyona neden oluyorsa
- Özellikle anatomik bir bozukluk varsa ve tıkanıklık oluşturuyorsa
a. ESWL (Taşın Şok Dalgalarıyla Kırılması)
İlk kez 1980’lerde ESWL klinik kullanıma girmiştir. Her şok dalgası taş üzerinde 5 kilobarlık bir basınç oluşturur. Bir taşın kum haline dönmesi için ortalama 1000-15000 şok dalgası gerekir. Daha çok 2 cm’den küçük orta ve üst üreter üst üreter, pelvis ve kaliksde yerleşmiş taşlarda kullanılır. Üreter alt ucundaki ve mesanedeki taşlarda, hastada anatomik bir bozukluk varsa, hipertansiyon ve idrar yolu enfeksiyonu varsa tercih edilmez.
b. Endoskopik Litotripsi
Taşın üriner sistemde görülerek doğrudan ultrasonik ses dalgaları, elektrohidrolik, mekanik ve laser gibi işlemlerle kırılması. ESWL için uygun olmayan taşlarda uygulanabilir. Mesane ve üreter taşlarında ilk seçenektir. Başarı oranı %84-100 arasındadır.
c. Perkütan Nefrolitotomi (PNL)
İlk kez 1976 yılında perkütan renal cerrahi, 1985’de ise ilk pediatrik PNL (Perkütan nefrolitotomi) yapılmıştır. Taşın, pelvikaliksiyel boşluğa sokulan bir endoskopik aletle görülerek parçalanması ve taş parçalarının aynı yoldan dışarı alınmasıdır. Açık cerrahiye bir alternatif olarak düşünülebilir. Özellikle 2,5 cm’den büyük olan taşlarda ve toplayıcı sistemi tamamen doldurup tıkanıklık yapan taşlarda (staghorn, geyik boynuzu taşlarında) ve sert taşlarda kullanılabilir. Başarı oranı %85-90’dır.
d. Laparaskopik Taş Tedavisi
Daha çok, endoürolojik girişimin başarısızlığı, kompleks renal anatomi, eşlik eden UP darlık olması durumlarında kullanılabilir.
e. Açık Cerrahi
Daha çok diğer tekniklerin başarısız olduğu veya kullanımlarının uygun olmadığı durumlarda, staghorn taşlarda ve anatomik bozukluğu olan hastalarda tercih edilirler.